2İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Pediatrik Hematoloji - Onkoloji Bilim Dalı, İstanbul
3İ.Ü. İstanbul Tıp Fakültesi, Mikrobiyoloji ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı, İstanbul
4İ.Ü. İstanbul Tıp Fakültesi, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı, Pediatrik Enfeksiyon Hastalıkları Bilim Dalı, İstanbul
Summary
Sitomegalovirüs (CMV) enfeksiyonu bağışıklığı baskılanmış hastalarda morbidite ve mortalitenin önemli bir nedenidir. Solid tümör kemoterapisi bağışıklığı baskılayan bir durum olmasına rağmen, sitomegalovirüs hastalığı bildirilmesi sık değildir. CMV enfeksiyonu daha çok yüksek doz tedavi ve transplantasyon geçiren hastalarda bildirilmektedir. Bu yazıda konvansiyonel kemoterapi gören ve sitomegalovirüs pnömonisi gelişen nöroblastom tanılı bir hasta sunulmaktadır. Hasta pediatrik yoğun bakım biriminde intravenöz gansiklovir ile tedavi edildi. Ancak bir hafta sonra hasta kaybedildi.Introduction
Latent sitomegalovirüs (CMV) enfeksiyonlu kişilerde, genellikle solid organ, kemik iliği veya hematopoetik kök hücre transplantasyonu sonrası dönemde bağışıklığı baskılayıcı tedavi sonucu CMV reaktivasyonu gelişebilmektedir.Konvansiyonel kemoterapi (KT) gören solid tümörlü hastalarda CMV enfeksiyonu seyrektir. Konvansiyonel KT uygulanırken CMV reaktivasyonu sonucu ağır interstisyel pnömoni gelişen nöroblastomlu bir çocuk hasta sunuldu.
Case Presentation
Sol sürrenal bez kökenli iki yaşındaki evre IV nöroblastomlu kız hastaya Türk Pediatrik Onkoloji Grubu (TPOG) protokolüne göre KT ve cerrahi tedavi uygulandı.Düzenli olarak trimetoprim-sulfometoksazol (TMP/SMX) profilaksisi aldı. Sekizinci kür KT sonrası gelişen febril nötropeni, sefepim (150 mg/kg/gün, 8 saatte bir, İV) ve amikasin (15 mg/kg/gün, 12 saatte bir, İV) ile antibakteriyel tedaviye rağmen düzelmedi. Kan kültüründe metisiline dirençli koagülaz negatif stafilokok üremesi üzerine tedavisine teikoplanin (ilk 24 saatte 2 doz 10 mg/kg, daha sonra günde 1 doz 10 mg/kg, İV) eklendi. Nötropenik ateş tablosu 7. günde devam eden hastanın çekilen akciğer tomografisi normal olmasına karşın, batın tomografisinde karaciğer sağ ve sol loblarında tümör veya mantar ayırımı yapılamayan hipodens lezyonlar saptandı. Galaktomannan antijeni araştırılmaksızın sistemik mantar enfeksiyonu olasılığına yönelik eklenen lipozomal amfoterisin B (3 mg/kg/gün) tedavisine 24 saat sonra yanıt alınarak ateş normale indi. Febril nötropeni tedavisinin başlangıcından itibaren iki hafta içinde, tam kan sayımı bulguları düzelerek normal sınırlara döndüğü gibi CRP yüksekliği de gerileyerek 244.1 mg/L'den 17 mg/L düzeyine kadar düştü. Ancak kan biyokimyasında üre, kreatinin, sodyum, potasyum, kalsiyum, direkt ve indirekt bilirubin düzeyleri normal bulunmakla birlikte AST: 85 U/L, ALT: 60 U/L, GGT: 106 U/L ve alkalen fosfataz 471 U/L saptandı. Ayrıca ciltte yaygın makulopapüler döküntüler dikkati çekti. Dermatolojik yönden nonspesifik olarak değerlendirilen cilt lezyonları kısa sürede kayboldu.
Hepatosellüler ve kolestatik karaciğer fonksiyon testlerindeki bozulmanın olası nedenleri arasında ön planda ilaçlara bağlı mikst tipte hepatotoksisite veya karaciğerdeki metastatik nodüllerin sorumlu olabileceği düşünüldü. Cilt lezyonları dermatolojik yönden her ne kadar nonspesifik kabul edilse de karaciğer fonksiyon testlerindeki bozulmanın nedenine yönelik etyolojik incelemeler arasında CMV enfeksiyonu ile ilgili olarak yalnızca CMV IgM/IgG antikorları ile yetinilmeyip CMV- pp65Ag ve CMV-DNA PCR tetkikleri de istendi. Kanda serolojik olarak bakılan antikorlardan anti-CMV IgG (+) ve anti-CMV IgM (-) bulundu. Reaktivasyon olasılığına yönelik incelemelerden CMV- pp65Ag (-) olmakla birlikte CMVDNA PCR (+) sonuçlanarak CMV reaktivasyonu kanıtlandı. Hastada CMV reaktivasyonunu gösteren CMV-DNA PCR incelemesinin (+) sonuçlandığı gün ile eş zamanlı olarak ateş ve solunum sıkıntısı başladı.
Acilen yapılan akciğer BT incelemesinde, CMV ve/veya Pneumocystis carinii enfeksiyonunu düşündüren bilateral perivasküler ve peribronşiyal diffüz retikülonodüler görünüm ile interstisyel pnömoni tanısı konuldu. Göz dibi retina bakısında retinit saptanmadı. Yoğun bakım birimine nakledilen hastaya intravenöz (İV) immünglobulin (1 g/kg), gansiklovir (10 mg/kg/gün, 12 saatte bir, İV) ve TMP/SMX (20 mg/kg/gün, 6 saatte bir, İV) başlanıldı. Ancak durumu hızla kötüleşerek yaşam-destek ünitesine bağlanan hasta, yoğun bakım birimindeki tedavisinin başlangıcından bir hafta sonra kaybedildi.